Kedilerde Davranış Bozuklukları

Kediler aslında sanıldığı gibi asosyal, yalnız kalmayı tercih eden canlılar değildirler. Kediler dünyaya geldikten sonraki 3. hafta itibariyle etraflarıyla iletişim kurmaya başlarlar. Görme, duyma, dokunma gibi birçok yetileri gelişmeye başlar ve etrafındaki canlı ya da cansız nesnelere ilgi ve merak duymaya başlarlar. Bizimle ve diğer kedi ya da köpeklerle bu dönemde tanışır. 16. Haftaya dek bu aşırı merak devam eder. Bu dönem özellikle onların sosyalleşmesi için oldukça önemlidir. Eğer yeteri kadar sosyal değillerse bu durum onlarda stres yaratır ve sonucunda da davranış bozukluları oluşur.

Bu ciddi durum hakkında sizleri bilgilendirmek için biz de yazımızın küçük dostlarımızdan kedilerin davranış bozuklukları konusunda olsun istedik. Çünkü bu sevimli ufaklıklar çoğu zaman bize ne kadar sakin ve mutlu gibi görünseler de aslında duygu dünyaları bir o kadar karmaşık. Bu yüzden hassas dostlarımız için bilmemiz gereken çok şey var. Onları daha iyi anlamak ve eğer bir sorun varsa durumun farkına varabilmek ve yardım alabilmek için tüm bu bilgilere ihtiyacımız var.

Kedilerde birçok davranış bozukluğu görülüyor. Kısaca saymak gerekirse;

  1. Agresyon ve agresyona dayalı bozukluklar( dışkı,beslenme vs.)
  2. Dışkılamada davranış bozukluğu (agresyon)
  3. İdrarla işaret bırakma (agresyon)
  4. Yersiz korkaklık (agresyon, anksiyete)
  5. Tırnaklarla zarar vererek işaretleme
  6. Beslenme bozuklukları
  7. Anksiyete
  8. Pika sendromu
  9. Obsesif kompulsif bozukluk
  10. Cinsel davranış bozuklukları
  11. Seksüel davranış bozuklukları
  12. Maternal davranış bozuklukları
  13. Depresyon

şeklinde olabilir. Agresyon, anksiyete, depresyon, obsesif kompulsif bozukluk gibi ruhsal sorunların hem belirtileri hem de sonucunda oluşan davranış bozuklukları benzer olabilir. Bu yüzden doğru tanıyı yapabilmek için mutlaka bir uzmana danışın.

Kedilerde Agresyon

Kediler tehdit altında olduklarında kendilerini korumak isterler. Bu yüzden de etrafa karşı saldırı moduna girerler. Bu davranışın nedeni bölgelerini ve kendilerini koruma içgüdüsüdür.  Tehlike karşısında korkan kedi sinirli davranışlar göstererek stresini ortaya çıkarır ve saldırarak karşıyı caydırmaya, korkutmaya ve kendini korumaya çalışır. Elbette ki her normal kedide görülen normal içgüdüsel bir davranıştır fakat eğer kediniz bunu aşırıya taşıdı ve yanına kimseyi yaklaştırmıyorsa ve yaklaşmak istediğinizde sinirleniyor, saldırganlaşıyorsa kedinizin ruhsal bir sorunu olabilir.

Kediler agresyon sorunu ile genellikle ev değiştirme, yeni ortaya çıkan alışık olmadığı koşullar ya da durumlar, eve yeni gelen birileri, gürültüler ya da nesnelerden dolayı meydana gelir.

Sadece yukarıda belirttiğimiz korkuya dayalı agresif hareketler veya saklanma değil, aynı zamanda idrarı ile alan belirleyerek üstünlüğünü gösterme, pençeleriyle tırmalayarak alan belirleme, beslenme bozukluğu az ya da aşırı yeme) gibi davranış bozuklukları da kedilerde sıkça görülür.

Kediniz agresyon halinde korkudan ya da donup kalacak ya da koşarak kaçacaktır. Saklanacak ve saklandığı yerde oldukça küçük görünmeye çalışarak kendini top haline getirmeye çalışacaktır. Kedinizin kulakları arkaya doğru basık hale gelir. Bulunduğu stresli ortamı çok yavaş adımlarla terk etmeye çalışabilir.  Kedinizin kalp ritmi çok hızlıdır. Çoğu kedi stres altında iken tüylerini kabartır, eğer stresli ortam devam ediyorsa ve kaçamadıysa kuyruğunu ve omurgasının üstündeki tüyleri kabartır ve tıslar ya da hırlar. Normal olarak bir tehditle karşılaştığında bu hareketleri içgüdüsel olarak yapar ki zaten yapması da beklenir. Ama ortada gerçekten rahatsız edici, tehlikeli bir unsur yokken dostça insan veya hayvanlara ya da sırf oynamak istediniz diye size yapıyorsa bir sorun var demektir.

Eğer kedinizde agresyona dayalı davranış bozukluğu seziyorsanız, ilk önce neden rahatsız olduğunu bulun ve stres yaratan kişiyi, nesneyi, gürültüyü ortadan kaldırın. Stres kaynağını ortadan kaldırdıktan sonra kediniz gözlemlemeye devam edin ve bir uzmana danışarak yardım alın.

Kedilerde Anksiyete

Kedilerde anksiyete sürekli olarak kedinizin kendini tehlike altında hissetmesinden doğan bir davranış bozukluğudur.  Anksiyete aşırı kaygı ve endişe duyma sorunudur. Bu kaygı hali kedinizi zaman zaman saldırganlaştırabilir. Örneğin; kediniz evden ayrılmanızı istemiyor ve evden çıkacağınız zaman aşırı tepkiler veriyor ve kızıyorsa, büyük ihtimalle evden gitmenizle birlikte çok yüksek oranda kaygılanıyor.

Eğer stres, kaygı yaratan durum ortadan kalktığı halde anksiyete geçmediyse, hastalık sürekli yani kronik bir al almış olabilir. Bu durumda diğer hastalıkların belirtileri de görülmeye başlar. Kediniz kaygılandığında kaşınmaya başlayabilir ya da depresyonda gibi davranabilir. Tehlikeye karşı artan aşırı duyarlılık yüzünden kedinizin dikkati sürekli olarak kendini korumak için açık olacaktır. Korku kaynaklı aşırı tepkiler ile kendini gösteren anksiyete ile başa çıkmak için bir uzmandan yardım almak gereklidir. İlaçlı tedavisi ve terapi sayesinde durum çabucak atlatılabilir.

İlerlerse kediniz için de sizin için hayat çekilmez bir hal alabilir. En çok da kediniz ruhsal anlamda zarar görür ve toparlayamayacağı, geri dönüşü olmayan davranış bozuklukları geliştirebilir.

Sindirim sorunları, anksiyetenin en çok görülen belirtilenlerindendir; diyare, anoreksiyede kedi hiç bir yiyeceği kabul etmez. Sonra cilt sorunları başlar, ki bunlara kedi kendisi neden olur, çünkü özellikle karın altını ve kasık bölgesini kemirir. Çılgınlar gibi yalanıp durur, cildini resmen kemirir ve bu yüzden bütün kılları dökülür. Hatta bu deli gibi yalanma, yanıklara benzeyen yaralara neden olur. Bu davranış, duygusal bir gerginlikten kaynaklanır ve bilimsel bir açıklaması da vardır. Kendini yalayarak, beynine ulaşan bir uyarı yaratır. Beyindeki bu uyarı da kediyi sakinleştiren bir salgıya neden olur. Ama tıpkı uyuşturucu maddelerde olduğu gibi bu sakinleştirici maddenin salgılanması için de kedinin kendini gitgide daha çok yalaması gerekir. Kedi kendi ‘uyuşturucusunu’ kendisi yaratmaya başlar, ama giderek bu maddeye daha çok bağımlı olur. Bu davranış daha çok Burma ve Siyam kedilerinde yaygındır. Bir başka belirti ise kanatıncaya kadar kuyruğu ışımaktır veya tırnaklarını da kemirir ya da şiddetli bir şekilde çeker.

En bilinen neden ise eve bir bebeğin gelmesidir. Kediler kıskanmaz, sadece baş edemediği bu değişiklik yüzünden ne yapacağını bilemez ve korkar. Fiziksel şoklar da hastalığa neden olabilir. Araba kazası ya da balkondan düşmesi gibi travmatik kedinin psikolojisinde yer eder ve benzer bir durumda mesela korna sesi duyduğunda paniğe kapılır ve korkar. Hiç bir nedeni olmaksızın ya da herhangi bir nedene bağlı kediye yapılmış bir şiddet eylemi (sahibinin kediye vurması gibi) de anksiyeteye neden olabilir. Geçici veya kalıcı bir terk olarak sahibin terk etmesi de son derece etkileyicidir. Sahibinin ölümü, seyahate veya hastaneye gidişi, ya da uzun süredir onunla birlikte yaşayan başka bir hayvanın ölümü veya uzun süreyle yanından ayrılması yine kedide baş edemediği korku ve kaygılar yaratır. Kediyi bir oyuncak gibi gören bir çocuğun veya bir yetişkinin onu aşırı derecede ellemesi, sarılması, oynaması da anksiyeteye neden olabilir. Kedi yalnız kalamaz,hiçbir dakika huzur bulamaz ve tek çaresi kaçmaktır. Eğer sığınabileceği bir yeri yoksa, anksiyete belirtileri ortaya çıkar.

Tedavi için kullanılan biri “karşı-şartlandırma”, diğeri “alıştırma” denilen iki terapi yöntemi vardır. Karşı-şartlandırmada, bir korku durumunu, hoş bir durum ile bağdaştırma prensibi yatıyor. Kedi, sizin evden çıkmanızdan mı korkuyor? Onunla oynayın ve ona yiyecek bırakın. Gideceğinizi hiç bir şekilde belli etmeyin. Evden çıkarken deliler gibi evin içinde dolanıp anahtarlarınızı aramayın. Evden çıkışınızı, kediye fark ettirmeden hazırlayın. Gidişiniz hoş bir durum ile gerçekleşirse (okşama, yiyecek, oyun) kedi yavaş yavaş normale döner.

Alıştırmada ise kedi yavaş yavaş belirli durumlara alıştırılır. Kedi araba seslerinden korkuyor: arabayı kedinin yanında çalıştırın, sonra durdurun. Bir dahaki sefere arabayı birazcık kaydırın.

Bilinen diğer belirtiler ise; kalpte çarpıntı ve taşikardi, hızlı soluma, titreme, kusma ve ishal ve özellikle kedide pupillar midriazis, tüy dökme, idrar kaçırma vb. sorunlar olarak sıralanıyor.

(Pica) Pika Sendromu

Pika sendromu psikolojik kaynaklı bir davranış bozukluğu olmayabilir, kedinizin fiziksel bir rahatsızlığı da olabilir. Anemi, karaciğer hastalığı, tiamin eksikliği ya da başka hastalıkları olabilir veya kedinizde deri hastalığı, kronik ağrı, pire, bit, merkezi sinir sistemi hastalıkları, sağırlık, troid görülebilir.

Pika sendromu olan kediler genellikle ip, tel, plastik, bant, kumaş, kedi kumu, iğne, toprak yer. Gıda olmayan bu nesnelerin yenmesi ciddi problemlere neden olabilir. Örneğin; yün yenmesi halinde sindirim sisteminde sorunlar ortaya çıkacaktır. Bu davranış bozukluğunun nedenleri; stres, can sıkıntısı, şiddet, erken sütten kesilme şeklinde sıralanabilir. Kedinizin yeme eğiliminde bulunduğu nesneleri ortadan kaldırmanız durumu hafifletecektir ama kesin ve yeterli bir çözüm olmayacaktır.  Kediniz can sıkıntısı yüzünden başka davranış bozukluları geliştirmeye başlar. Örneğin; volta atmak, aşırı yalanmak ve temizlenmek, nedensiz miyavlamalar olabilir. Tamamen bu duruma son vermek için en doğru olan yardım almaktır.

Obsesif Kompulsif Bozukluk

Hayvanlarda obesesif kompulsif bozukluk ilk kez Dr. Judith Rapoport tarafından araştırılmaya başlandı. Hayvanlardaki takıntılı davranışlar 1990 yıllardan beri araştırılıyor. Sadece stres altındaki kedi veya köpeklerde değil, hayvanat bahçelerindeki hapsedilmiş ve olumsuz birçok deneyim yaşamış hayvanlarda da bu türlü takıntılı davranışlar görülmüştür.

Yoğun endişe ve stres, kedilerde obsesif kompulsif bozukluğa yol açar. Peki nedir bu obsesif kompulsif bozukluk? Kedinizin takıntı haline dönüştürerek sürekli olarak tekrarladığı ve eğer yapamazsa aşırı tepki verdiği davranış bozukluğu halidir. Örneğin sürekli olarak nedensiz aşırı yalanma, en ufak bir dokunuşta dahi delice yalanma, sürekli sabit bir tonda miyavlama, yiyecek dışı nesneleri yemek amacıyla değil de zarar vermek amacıyla kemirme, kuyruğunu kovalama ve bunu sürekli ve sık yapma, ısırma ve saldırma, gerçekte var olmayan avların peşine düşme gibi davranışlar obsesif kompulsif davranış bozukluklarıdır. Nesneleri emme, gölge veya ışık takibi, geometrik desenleri izleyerek koşma gibi çeşitli tekrar eden davranışlar da bu bozukluğun göstergesi olabilir.  Kontrol edilemeyen düşüncelere dayalı tuhaf takıntılı davranışlar sergileyen bir kediniz varsa hemen bir uzmandan yardım alarak ilaç tedavisi ile kedinizi sağlığına kavuşturabilirsiniz.

Depresyon

Depresyon belirtileri; stresli durumda idrar kaçırma, ya da idrarını farklı yere yapma, aşırı yalanmaktan tüy dökülmesi, kaçma isteği, korku, yüksek beden ısısı, kedinin kendisini ve etrafı yalaması, aşırı salyalanma, iştahsızlık veya iştahta aşırı artış olarak sayılabilir. Kediniz daha durağan, tepkisiz veya ilgisizse depresyonda olabilir. Kediniz gün içinde aşırı uyumaya başladıysa ve oyun oynamıyorsa bunalımlı bir ruh halinde olabilir.

Bazı kediler depresyonda aşırı yer, bazıları ise hiç yemek yemez. Genellikle durgun ve isteksiz hatta ilgisi tamamen kapalı olabilir. Normal rutin davranışlarını bırakarak bir köşede uyumaya, yemek yememeye, kendini temizlememeye (ya da stres altında kendini deli gibi yalama), oyun oynamamaya, kısacası her türlü iletişime kendini kapamış gibi görünür.

Tıpkı depresyondaki bir insan gibi kedinizde aşırı üzgün olduğunda depresyona girer ve benzer tepkiler verir. Onun bu tepkilerini inceleyerek veterinere danışmalısınız. En doğru teşhis ve tedavi bu yolla mümkün olacaktır.

Cinsel Davranış Bozuklukları

Az ya da gereğinden çok seksüel ihtiyaç duyan veya hiç seksüel ihtiyaç duymayan kedilerde görülür. Yetersiz beslenmeden dolayı libido düşüklüğü yaşanabilir. Kedinin izole edilmesi asosyal bir ruh haline neden olacağından yine bu türlü davranış bozukluğu ortaya çıkabilir. Kedinizi izole etmek yerine sosyalleştirin. Erkek kedilerin çiftleşme için dişiye götürülmesi de erkek kedide hiyerarşi duygusunu zedeleyeceğinden yine cinsel isteksizliğe sebep olabilir.

Aşırı çiftleşme ise kilo kaybı ile sonuçlanabilir. Aşırı istek durumunda kedi mobilya ve insan bacağına, yavru kedilere veya diğer hayvan ya da objelere karşı seksüel yakınlık gösterebilir. Dişi kedinin ise kızgınlık döneminde çiftleşememesi stres kaynağı olduğundan kedide sürekli seyreden davranış bozukluklarına dönüşebilir ve sürekli kızgınlık halinde olma haliyle sorun haline gelebilir.

Materal Davranış Bozuklukları

Anne kedinin yavruyu sahiplenmemesi ve ilgi göstermemesidir. Anne kedi eğer böyle bir sendrom yaşıyorsa hamileliğinde yavruya yuva hazırlamaz, yavru doğduğunda onu emzirmez, ilgilenmez ve hatta yavruyu terk eder.

İçgüdü kaybı yaşayan anne kedi bu şekilde davranış bozukluklarına yönelebilir. Bu durumda hem yavruyla hem anneyle ayrı ayrı ilgilenmek gerekir.

Peki Ne Yapmalı?

Öncelikle yapılması gereken sıkı bir gözlemdir. Kediniz gerçekten bu davranış bozukluklarını ne şiddette ve ne sıklıkta sergiliyor bilmelisiniz. Çünkü belirtilerin çoğu kedilerin rutin yaptıkları davranışlarla benzerlik gösterir. Örneğin yalanma veya avlanma kedilerin içgüdüsel ihtiyaçları ve rutinleridir.  Ama bu davranışlarını takıntılı ruh halleriyle ve gereksizce tekrarlıyorsa durumu kontrol altına almak gerekir.

Ruhsal problemler ciddi boyutta genellikle fiziksel sorunları da beraberinde getirir. Örneğin; depresyondaki bir kedi yemek yemez ve organları yetersiz beslenme ve su kaybından dolayı ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabilir.

Eğer kedinizde bir anormallik seziyorsanız, hemen neden böyle olduğunu anlamalısınız. Yoksa problemi çözmeniz zorlaşır.  Kediniz neden korkuyor ya da neden strese giriyor. Stresin kaynağını saptar ve ortadan kaldırırsanız, problemi çözmek için ilk ve en önemli adımı atmış olursunuz.

Kedinize stresten uzak, güvenli, rahat ve huzurlu bir ortam sağladıktan sonra onu daha da rahat ettirin ve mutlu edin.  Sevdiği aktiviteleri yaptırın, sevdiği oyunlardan oynayın, sevdiği oyuncaklardan alın, hatta sevdiği mamalarla eğer iştah sorunu varsa onu beslenme konusunda da motive edebilirsiniz. Farklılıklardan ve değişikliklerden kaçının. Ev değiştirmeyin ya da yeni tanıştığınız biri varsa kediniz toparlanana dek eve gelmemesini söyleyin. Her gün aynı saatte besleyin, oynayın hatta aynı saatte onu dışarı hava almaya çıkarın. Kediniz diğer canlıları izlesin, sosyalleşsin. Ona avlanma imkanı da sunmuş olursunuz. Ayrıca evde bir yerlere oyuncaklarını saklayıp bulması konusunda ona yardımcı olursanız avlanma içgüdüsünü evde de tatmin etmiş olursunuz. Eğer evden çıkamıyorsa ona evde bir kedi bahçesi hazırlayın. Kedi ağacı, tırmanma oyuncakları rahat minderler, toplar ve kovalayabileceği oyuncaklar alın. Kedi çimi alarak da bir nebze olsun bitki yemesini ve stresini azaltmasını sağlayabilirsiniz.

Ona kızmayın, cezalandırarak sorunlu davranışını bırakmaya zorlamayın çünkü faydası değil zararı olur.  Beden dilini anlamaya çalışarak verdiği mesajları çözmeye çalışın, onunla iletişime geçin.

KAYNAKÇA

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir